|
| 1. | Şüphesiz ki biz, Nuh´u kendi milletine peygamber olarak gönderdik de, elem verici bir azâb gelmeden önce onları uyar, (dedik). |
| 2. | O da: «Ey milletim!» dedi. «Hakikaten ben size gönderilen acık bir uyarıcıyım. |
| 3. | (3-4) Allah´a kulluk edin; O´ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah´ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.» |
| 4. | (3-4) Allah´a kulluk edin; O´ndan korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakının ve bana itaat edin ki; Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar da geciktirsin. Şüphesiz ki Allah´ın belirlediği vakit gelince artık o geriye bırakılmaz. Bunu keşke bir bilseniz!.» |
| 5. | (5-6) Nûh dedi ki: Rabbim! Şüphesiz ki ben, milletimi gece gündüz (uyarıp sana, senin dinine) davet ettim, ama benim bu davetim ancak onların (nefretine sebep olup) kaçmalarını arttırdı. |
| 6. | (5-6) Nûh dedi ki: Rabbim! Şüphesiz ki ben, milletimi gece gündüz (uyarıp sana, senin dinine) davet ettim, ama benim bu davetim ancak onların (nefretine sebep olup) kaçmalarını arttırdı. |
| 7. | Hakikat ben, onları bağışlaman için ne kadar ,dâvet ettimse parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine örtünüp duymazlıktan geldiler ; (inkârda) İsrar edip büyüklük tasladıkça, tasladılar. |
| 8. | Sonra gerçekten ben onları açıkça (hakk´a, doğru yola) çağırdım, |
| 9. | Sonra yine ben, açıktan duyuruda bulundum ve gizli gizli görüşmeler de yaptım ; |
| 10. | Rabbınızdan bağışlanma dileyin, çünkü mutlaka O, çok bağışlayandır, dedim. |
| 11. | Gökten üzerinize faydalı yağmur gönderir. |
| 12. | Sizi, mallar ve oğullarla destekleyip güçlendirir. Size Cennet misâli bahçeler verir ve ırmaklar akıtır. |
| 13. | Size ne oluyor ki, Allah´a büyüklük ve ululuğu, ta´zîm ve saygıyı yakıştıramıyorsunuz!?. O´ndan vakar ve şeref ummuyorsunuz?!.. |
| 14. | Halbuki O, sizi kademeli tavırlardan geçirip yaratmıştır. |
| 15. | Allah´ın tıpatıp uyum halinde yedi göğü nasıl yarattığını görmez misiniz? |
| 16. | Orada Ay´ı bir ışık, Güneş´i ise bir kandil yapmıştır. |
| 17. | Allah sizi yerden bir bitki (gibi) bitirmiştir. |
| 18. | Sonra sizi oraya çevirecek ve sizi (tekrar diriltip) bir çıkışla çıkaracaktır. |
| 19. | Allah, yeryüzünü size bir yaygı yaptı ki, |
| 20. | Orada geniş geniş yollarda yürüyesiniz. |
| 21. | Nûh dedi ki: Rabbim I Doğrusu onlar bana karşı geldiler; malı ve evlâdı kendisine zarardan başka birşey artırmayan kimseye uydular. |
| 22. | Büyük hileler ve düzenler kurdular. |
| 23. | Ve sakın sakın tanrılarınızı terketmeyin ; özellikle Vedd´i, Suvâ´ı, Yağûs´ü, Yaûk´u ve Nesr´i bırakmayın, dediler. |
| 24. | Bunlar cidden birçoklarını saptırdılar. (Rabbim!) Bu zâlimlerin ancak sapıklık ve şaşkınlığını artır. |
| 25. | Günah ve azgınlıkları sebebiyle boğuldular da Cehennem´e atıldılar. Kendilerine Allah´tan başka yardımcılar da bulamadılar. |
| 26. | Nûh dedi ki: Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden dolaşıp yurt edinen bir kimse bırakma. |
| 27. | Eğer onları bırakırsan senin kullarını saptırırlar ve sadece ilâhî sınırları çiğneyen çok nankör, aynı zamanda ahlâksız evlât doğurup yetiştirirler. |
| 28. | Rabbim! Beni, ana-babamı, evime mü´min olarak gideni; bütün mü´min erkekleri ve mü´min kadınları bağışla. Zâlimlerin ise sadece yok olmalarını artır. |