|
| 1. | Kasem olsun, (kâfirlerin ruhlarını tâ) derinliklerden çekip şiddetle çıkaran meleklere; |
| 2. | (Müminlerin canlarını) o usulcacık çekenlere, |
| 3. | (Dalgıçlar denizden inci çıkarır gibi,) yüzüp (müminlerin ruhlarını rahatça alarak) gidenlere, |
| 4. | (Müminlerin ruhlarını cennete, kâfirlerinkini ateşe götürmekte) koşup yarışanlara, |
| 5. | Bir de (kullara ait) işi tedbir edenlere ki, (kıyamet var, öldükten sonra dirilip hesaba çekileceksiniz). |
| 6. | O gün (Sûra) ilk üfürüş şiddetle sarsacak, |
| 7. | Onu ikinci üfürüş takib edecek. |
| 8. | (İnkârcı) kalbler, o gün ürperip hoplar yerinden; |
| 9. | (Bu kalblerin sahiblerinin) gözleri, korkudan zillet içindedir. |
| 10. | Kâfirler (dünyada öldükten sonra dirilmeyi inkâr ederek) şöyle diyorlar: “- Biz mi, sahiden (öldükten sonra) evvelki hale döndürüleceğiz? |
| 11. | Çürüyüp ufalanmış kemikler olduğumuz zaman mı?” |
| 12. | (Müminlerle alay ederek) dediler ki: “- O halde bu (dirilme) hüsranlı bir dönüş!” |
| 13. | (Ey kâfirler, bunu zor ve uzak bir iş görmeyin), muhakkak ki Sûra (son) üfürülüş, tek bir sayhadan ibarettir. |
| 14. | Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)... |
| 15. | (Ey Rasûlüm), muhakkak ki sana Mûsa’nın haberi geldi. |
| 16. | Hani Rabbi ona, mukaddes Tuva vadisinde şöyle nida etmişti: |
| 17. | “Haydi Firavûn’a git; çünkü o pek azdı.” |
| 18. | (Ona) de ki: “- İster misin (küfürden) temizlenesin? |
| 19. | Seni Rabbine davet edeyim de (O’na) boyun eğesin? |
| 20. | (Mûsa vardı da) ona, büyük mucizeyi (asânın ejderha oluşunu) gösterdi. |
| 21. | Fakat o, (Mûsa’yı) yalanladı ve isyan etti. |
| 22. | Sonra (fesad peşine) koşarak (iman etmekten) yüz çevirdi. |
| 23. | Nihayet (sihirbazlarını, yahud ordusunu) topladı da çağırdı: |
| 24. | “-Ben, en yüksek Rabbinizim.” dedi. |
| 25. | Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi. |
| 26. | Muhakkak ki bunda bir ibret var, (Allah’dan) korkacak kimse için... |
| 27. | (Sizce, öldükten sonra tekrar) sizi yaratmak mı çetin, yoksa semâ (yı yaratmak) mı? Allah onu bina etmiştir. |
| 28. | Tavanını yükseltti de, onu düzgün bir nizama koydu. |
| 29. | Gecesini karanlık yaptı, gündüzünü aydınlık... |
| 30. | Bundan sonra (yer ve arkasından da gök yaratıldıktan sonra), arzı döşedi. |
| 31. | O arzdan suyunu ve otlağını çıkardı; |
| 32. | Dağları yerleştirdi, |
| 33. | Sizin ve davarlarınızın istifadesi için... |
| 34. | Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit, |
| 35. | O gün insan, (küfür olarak) ne yaptığını anlıyacaktır. |
| 36. | Bir de cehennem, her (gözü olub) görene açılmıştır, (o gün, onu herkes görecektir). |
| 37. | Artık kim azgınlık edib kâfir olmuş, |
| 38. | (Ahiret üzerine) dünya hayatını tercih etmişse, |
| 39. | Muhakkak cehennem, onun varacağı yerdir. |
| 40. | Fakat her kim de Rabbinin makamından korkmuş ve nefsi, şehevattan alıkoymuşsa, |
| 41. | Muhakkak cennet onun varacağı yerdir. |
| 42. | Sana kıyametten soruyorlar: “- Ne zaman kaim olacak?” |
| 43. | Onu anlatmak sana nerden olsun? (Allah bildirmeyince...) |
| 44. | Onun nihayeti (ilmi), yalnız Rabbine aiddir. |
| 45. | Sen, ancak kıyametten korkacakları sakındıran bir peygambersin. |
| 46. | (İnsanlar), kıyameti görecekleri gün, sanki bir akşam veya kuşluğundan başka (dünyada, yahud kabirlerde) durmamışa dönecekler. |