|
| 1. | Ardarda gönderilen rüzgârlara, (rüzgârlar misâli Allah yolunda peşpeşe akıp giden akıncılara, ardarda inen Allah sözlerine), |
| 2. | (Allah´ın dinini) yaydıkça yayanlara, |
| 3. | (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırdettikçe edenlere, |
| 4. | (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
| 5. | (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
| 6. | (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
| 7. | (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va´dolunan elbette meydana gelecektir. |
| 8. | Yıldızların ışığı giderilip silindiği zaman, |
| 9. | Gök açılıp varıldığı zaman, |
| 10. | Dağlar yerinden kopup savrulduğu zaman, |
| 11. | Peygamberler (belli bir günün) belirlenmiş vaktinde (şâhidlik için) biraraya getirildiği zaman.. |
| 12. | Bunlar hangi gün için geciktirildiler? |
| 13. | (13-14) (Doğru ile eğrinin, hakk ile bâtılın) birbirinden ayrılıp hükme bağlanacağı gün için (geciktirildiler). O ayrım günü nedir bilir misin ? |
| 14. | (13-14) (Doğru ile eğrinin, hakk ile bâtılın) birbirinden ayrılıp hükme bağlanacağı gün için (geciktirildiler). O ayrım günü nedir bilir misin ? |
| 15. | O gün (Hakk´ı) yalanlayanların o gün vay hâline ! |
| 16. | Önce gelip geçenleri yok etmedik mi ? |
| 17. | Sonra arkalarından gelenleri onların peşine takıp katacağız. |
| 18. | İşte suçlu günahkârlara böyle yaparız. |
| 19. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
| 20. | Sizi bayağı bir sudan yaratmadık mı ? |
| 21. | (21-22) Sonra onu belirlenmiş bir vakte kadar sağlam bir karargâhta bulundurmadık mı ? |
| 22. | (21-22) Sonra onu belirlenmiş bir vakte kadar sağlam bir karargâhta bulundurmadık mı ? |
| 23. | Biz, onu kudretimizle belli ölçüde tuttuk. Kudret yettirenler olarak biz ne güzel kudretlileriz!. |
| 24. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. |
| 25. | (25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? . |
| 26. | (25-26) Yeryüzünü dirilere de, ölülere de bir toplanma yeri (hazırlık devresi) yapmadık mı? . |
| 27. | Orada sabit yüce dağlar meydana getirdik ve size tatlı içimi kolay bir su içirmedik mi ? |
| 28. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
| 29. | Yalanlayıp durduğunuz şey´e (azaba) doğru yollanın. |
| 30. | (Cehennem´in kara dumanının oluşturduğu) üç kollu gölgeye gidin. |
| 31. | O, ne gölgelendiricidlr, ne de yükselen alevden korur.. |
| 32. | Şüphesiz ki, o, saray gibi (büyüklük ve yükseklikte) kıvılcım atar. |
| 33. | Sanki o kıvılcımın herbiri sarı renkte birer devedir. |
| 34. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
| 35. | Bu, onların nutkunun tutulacağı gündür. |
| 36. | Kendilerine izin verilmez ki özür beyân etsinler. |
| 37. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
| 38. | Bu, sizleri ve öncekileri toplayıp biraraya getirdiğimiz (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden, gerçeği yalandan) ayırd eden hüküm günüdür. |
| 39. | O halde eğer bir hile ve düzeniniz varsa, o hileyi hemen bana karşı uygulayın !. |
| 40. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline ! |
| 41. | Şüphesiz ki muttakîler (Allah´tan saygı ile korkup hile, yalan ve düzenbazlıktan sakınanlar) gölgelikte pınarlar başında, canlarının çektiği meyveler arasındadırlar. |
| 42. | Yapageldiğiniz (güzel, yararlı) amellere karşılık afiyetle, gönül huzuruyla yeyiniz, içiniz. |
| 43. | (43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.. |
| 44. | (43-44) Hakikat biz, iyiliği, yararlı işlerde bulunmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.. |
| 45. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. |
| 46. | (Ey Peygamberi ve Kitab´ı inkâr edip yalanlayanlar!) Yeyiniz, az bir süre yararlanıp geçininiz. Çünkü gorçekten sizler suçlu günahkârlarsınız.. |
| 47. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline!. |
| 48. | Onlara «rükû´ edin» denildiği zaman rükû´ etmezler. |
| 49. | (Hakk´ı) yalanlıyanların o gün vay hâline !. |
| 50. | Bundan (Kur´ân´dan) sonra artık hangi söze inanırlar? |